Kazı Çalışmaları

 

Büyük Hamam

2019 kazı çalışmaları sırasında Büyük Hamam’da (Roma Hamamı) frigidariumun apsisinde çalışmalar yapılmış ve zemin mozaiğine ulaşılmıştı. 2020 yılında ise, apsis kısmından güneye doğru çalışmalar yapılmıştır (Resim 1). Buradaki çalışmanın amacı, mozaikli zeminin devam edip etmediğini tespit etmek ve frigidariumdaki moloz yığının temizlenmesini sağlamaktır. Çalışmalar üç tabakada yoğunlaşmıştır. Moloz taş ve zamanla oluşan bitki örtüsü tabakasının temizlendiği 1. tabaka, daha sonrasında yoğun tuğla parçalarının görüldüğü 2. tabaka ve son olarak da zemin üstündeki 3. tabakada gerçekleştirilmiştir. Çalışmalar sonucunda frigidariumun zeminine ulaşılmış ve alan tamamen temizlenmiştir (Resim 2, 3). Büyük Hamamın frigidarium kısmı 21.91 m uzunluğunda 7.9 m genişliğinde olup, taban mozaiğinin alanı 164.2 metre karedir. Mozaiğin kenarlarına geometrik şekillerden panellerin yapıldığı ve bu geometrik panellerin içinde yer alan ana panele ise Herakles’in 12 işinin betimlendiği görülmüştür. Mozaikte yer yer tahribatlar ve çökmeler mevcuttur. Ayrıca frigidariuma su akışını sağlayan üç gözlü bir gider yer almaktadır. Frigidarium’da iki çukur vardır ve çukurların üzerinin çatı kiremitleri ile kapatıldığı görülmüştür. Bu çukurlar muhtemelen geç dönemde açılmış olmalıdır ve işlevi tam olarak anlaşılamamıştır. Üst yapıya ait taş ve tuğlaların mozaiklerin üstüne düşmesiyle bazı alanlar çökmüştür. Bu alanlarda gerekli restorasyon işlemleri yapıldıktan sonra mozaikli alanın üstü kapatılmıştır (Resim 4). Ayrıca hamamın son hali plana aktarılmıştır.

Palestra

Büyük Hamamın frigidarium bölümü dışında, Gymnasium’dan Büyük Hamama geçiş için kullanıldığı düşünülen Palestra’da çalışmalar gerçekleştirilmiştir (Resim 5). Palestra olarak adlandırdığımız bu alanın içinde 8.70x8.70 m boyutunda zemini mozaikle kaplanmış bir havuz kısmı yer almaktadır (Resim 6). Havuzun iç kısmında kuzey-güney ve doğu-batı doğrultulu bir kanal bulunmaktadır (Resim 7). Bu kanalın kuzey-güney uzunluğu 7.55 m’dir ve kanalın kuzeybatı köşesinin düzensiz mimari ve kesme taşlarla kapatıldığı görülmüştür. Doğu-batı doğrultulu kanalın uzunluğu ise 7.50 m’dir.  Havuzun doğu sınırı gymnasium duvarıyla ortak olarak kullanılmıştır. Havuzun güneydoğu duvarının köşesinde 1.30 m çapında bir apsis mevcuttur. Zeminin mozaikleri geometrik şekillerle kaplıdır. Mozaikte dış bordür olarak sarmaşık yaprak kullanılmıştır. Bu alanda bulunan mozaikler hamamın frigidarium kısmında olduğu gibi yer yer eksik olup, bitki ve insan tahribatına uğramıştır. Havuz dışında da mozaik tespit edilmiş ve yapının kuzeydoğu köşesinde çok az kısmı korunagelmiş olup, restorasyon yapılmıştır. Palestra’da kazı ve restorasyon çalışmaları sonrası mozaikli bölümler koruma altına alınmıştır (Resim 8).

Sütunlu Caddeden Akropole Çıkan Ara Merdivenler

Buradaki çalışmanın amacı Sütunlu Caddeden kentin bir üst terasına çıkan merdivenleri saptamaktır. Çalışmalara daha önceki Müze kurtarma kazıları sırasında açığa çıkan sahanlık kısmının temizlenmesi ile başlanmıştır (Resim 9). Sahanlık kısmından itibaren merdiven takibi yapılmıştır (Resim 10). Çalışmalar sonucunda bu merdivenlerin hem kentteki bouleuteriona hem de akropole doğru uzandığı anlaşılmıştır. Sütunlu cadde ile akropole çıkan yolun birleşiminde yer alan merdivenlerin giriş genişliği 2.05 m, sahanlık bölümünün genişliği ise 2.50 m’dir.  Sahanlıktan merdivenlere çıkış kısmında, merdiven genişliği ilk basamaktan 1.80 m, son basamakta 2.13 m olarak ölçülmüştür. Basamak ölçülerinin birbirlerinden farklı olduğu ve bir standardının olmadığı saptanmıştır. Bu alana çıkan 22 basamak bulunmaktadır (Resim 11). 22. basamaktan sonra görülen sahanlıkta düzensiz yerleşimli 3 adet merdiven basamağı yer almaktadır (Resim 12). Buradaki sahanlığın eni 2.70 m, en geniş kısmı ise (köşegen) 3.80 m olarak ölçülmüştür. Sahanlıkta güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda 2.70 m uzunluğunda bir duvar bulunmaktadır. Bu duvar, 6 basamaklı bir merdiven ile kesişmektedir (Resim 13). Duvarın merdiven ile birleştiği yer 1.85 m olarak ölçülmüştür. 6 basamaklı merdivenin sonunda bir başka sahanlık yer almaktadır. Burada bir yapıya ait giriş yer almaktadır ve giriş kapısının eşiği 1.10 m olarak ölçülmüştür (Resim 14). Bu kapının hemen solunda bir açıklık bulunmakta ve bouleuterionun doğu duvarı ile paralel devam etmektedir. Sonuç olarak sütunlu caddeden akropole çıkan merdivenler bu bölümde tahribata uğramış olsa da takip edilebilmektedir.

Merdivenlerin 4. ve 6. basamakları arasında kuzey duvarında 1.06 metrelik bir açıklık bulunmaktadır. Çıkılan açıklıkta Geç Bizans Dönemi’ne ait duvar eklentisi yer almaktadır. Yine bu açıklıkta, tıraşlanmış bir ana kaya ve 1.70 m genişliğinde, 4.85 m uzunluğunda üstü kemerli bir yapı kalıntısının olduğu saptanmıştır (Resim 15). Tıraşlanmış kayanın uzunluğu 4.85 m olarak ölçülmüştür. Bu tıraşlanmış kayanın üst kısmında yer alan kuzey duvarında bir açıklığın yer aldığı gözlemlenmiştir.

Sütunlu caddeden akropole çıkan ara merdivenin hemen altında bir kanalın varlığı tespit edilmiştir (Resim 16). Bu kanal basamaklı bir şekilde yapılmış ve su kaynağının geldiği yer iki kola ayrılmaktadır.

Oda Mezar I

Kentin mezar tipolojisi hakkında bilgi edinmek amacıyla, kente günümüz gezi güzergâhı girişi olarak kullanılan karşılama alanından yukarı devam eden ahşap merdivenin solunda yer alan kısımda, teras duvarlarıyla desteklenmiş tonozlu yapıda çalışmalara başlanmıştır (Resim 17). Çalışmalarda tonozlu yapı, Oda Mezar I olarak adlandırılmıştır. Oda mezar I içinden az sayıda kemik parçaları çıkmıştır. Ayrıca yapının sarnıç olma ihtimali üzerine de araştırma yapılmış ancak su depolamayı gösteren herhangi bir veriye de ulaşılamamıştır. Kentin sur duvarlarının dışında kalan bu tonozlu yapının mezar olma olasılığı yüksektir. Mezarın zaman içinde işlevini kaybedip başka amaçla kullanılması da muhtemeldir. Oda mezarın zeminine ulaşılmış ve çalışmalar sonlandırılmıştır (Resim 18).

Oda Mezar II

Mezar odası I’nin batı duvarının üst köşesinden 77 cm uzaklıkta doğu-batı yönünde uzanan geç dönem mezarı tespit edilmiş ve çalışmalar bu alanda devam ettirilmiştir (Resim 19). Mimari yapının kuzey sınırında yer alan mezarın uzunluğu 2.40 m, dış genişliği 82 cm’dir. Korunan duvarın doğu genişliği 44 cm, batı duvarının genişliği ise 1.05 m’dir. Mimari yapının zemini 1.25 metre derinliğindedir. Moloz taşlarla örülen mezarın üzeri çatı kiremitleriyle örtülmüştür (Resim 20). Mezarın hemen güneyinde yığıntı toprak içinde pişmiş topraktan yapılmış unguentariumların ele geçmesi daha önce kaçak kazıya maruz kaldığını göstermektedir. Mezar Odası II’nin batı yönünde kuzey-güney doğrultulu uzanan dikdörtgen formlu yapının iç uzunluğu 4.42 m ve genişliği 2.83 m’dir. Bu mezarda yapılan çalışmalarda Demir Çağına ait seramikler bulunmuştur. Bu veri kentin tarihinin MÖ 9. yüzyıla kadar indiğini göstermesi açısından önemlidir. Oda Mezar II’nin duvarları aynı seviyeye oturtulmamış duvarların temeli anakaya veya toprağa eğimli arazi şartlarına göre örülmüştür. Bu mezarın da Oda Mezar I gibi üzeri tonozlu olmalıdır. Ancak üst yapıya ait izler burada görülmemektedir. Yapının zemini tespit edildikten sonra çalışmalara son verilmiştir (Resim 21).

Bazilika

Bazilikanın kuzey tarafında bulunan apsis kısmının zeminini bulmaya yönelik çalışmalara başlanmıştır.  Çalışmalar 1. ve 2. tabakalarda gerçekleştirilmiştir.  İlk olarak bu bölümde bulunan nişlerin önündeki moloz taşlar ve bitki örtüsü temizlenmiştir (Resim 22). II. tabakaya geçişte ise yanık ve kireç izleri görülmüştür. Bu yanık izleri yapının apsisli kısmında izlenmektedir. Apsiste etrafı taş duvarla örülmüş kireç ocağı tespit edilmiştir (Resim 23). Bu kireç ocağının geç dönemde kullanıldığı düşünülmektedir. Apsisin açıklık uzunluğu 3.65 m, derinliği ise 2 m’dir. Çalışmalarda zeminin korunmadığı sökülüp kireç kuyusu olarak kullanıldığı görülmüştür.

Vaftiz Mağarası Girişi

Vaftiz Mağarasının içerisindeki duvar resimlerini koruma altına almak, içerdeki nemi azaltmak ve girişi açığa çıkartmak amacıyla çalışmalara başlanmıştır. Öncelikle mağaranın önünü kapatan moloz taş ve bitki örtüsü temizlenmiştir (Resim 24). Girişin kuzeyinde bulunan ana kayanın tıraşlanıp girişe kadar eğim verilerek bir kullanım alanı oluşturduğu görülmüştür. Ayrıca güney kısmı ana kayaya bitişik kesme taşla sınırlandırılmıştır. Mağara giriş açıklığının 1.33 m olduğu ve bu açıklıkta 1.27 m uzunluğunda, 37 cm genişliğinde ve 24 cm yüksekliğinde bir eşik olduğu saptanmıştır (Resim 25). Eşik üzerindeki dübel delikleri, kapının mağara içerisinden açıldığını göstermektedir. Ayrıca kapının üstü kemer şeklinde yapılmıştır. Batı Kent Kapısındaki kemerli girişe ait kesme taş blokların bazılarının geç dönemde sökülerek mağaranın girişinde kullanıldığı tespit edilmiştir. Girişte yer alan eşiğin altındaki zemin tespit edilmiş ve bu zemin seviyesinde bulunan toprak, mağaraya girişi kolaylaştırmak amacıyla bir yürüyüş yolu oluşturacak şekilde temizlenmiştir (Resim 26).

Bouleuterion

 Sütunlu Caddede yer alan yazıtta kentin meclis binasına da sahip olduğundan bahsedilmektedir. Kentte yapılan araştırma ve hava fotoğraflama çalışmaları sırasında da yarım daire şeklinde olan yapının bouleuterion olabileceği düşüncesiyle bu alanda çalışmalar yapılmıştır (Resim 27). 15.30 m çapa sahip olan yarım daire şeklindeki yapının kaveası olarak düşünülen bölümde yürütülen çalışmalarda basamaklara rastlanılmamıştır. Ancak bu apsisli yapının hemen bitişiğinde yer alan taş sıralarının geç dönemde mezar olarak kullanıldığı tespit edilmiştir (Resim 28)

Şapel Çevresi 

Şapel çevresinde düzenleme çalışmaları kapsamında çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Şapelin kuzey duvarının kuzeybatı köşesinde doğu-batı doğrultulu kesme taş bloklardan oluşan dikdörtgen bir yapı yer almaktadır. Çalışmalar bu yapının güney duvarının ön kısmında yapılmıştır (Resim 29). Buradaki çalışmanın amacı, duvarın önünde bulunan moloz yığının kaldırılması ve geniş bir düzlük alanı kapsayan bölümün işlevini tespit etmektir. Çalışmalarda dikdörtgen yapının güney duvarının ana kaya üzerine oturtulduğu görülmüştür. Şapelin kuzeyinde yer alan alanın güney duvarın önünde 3.30 m uzunluğunda, 1.80 m genişliğinde, ana kayadan yüksekliği 22 cm olan dikdörtgen planlı bir payanda/podyum mevcuttur (Resim 30). Payandaların zeminden yüksekliği 25 cm olarak ölçülmüştür. Payandanın batısında 2.94 m boyunda 2.05 m eninde bir başka payanda mevcuttur. Payandanın kuzeybatı-güneydoğu ekseninde devam eden 5.25 m uzunluğunda kesintisiz bir başka platformun devam ettiği görülmektedir. Payandaların ön tarafında sıkıştırılmış toprak ve harçla yapılmış düz bir zemin oluşturulmuştur. Payandaların genişliklerinin kuzeybatı-güneydoğu ekseninde 1.40 m’den 1.30 m’ye kadar daraldığı gözlemlenmiştir. Bu alanın sol kısmında 2.40 m’ye 3.40 m ölçülerinde Geç Bizans Dönemine ait duvar kalıntıları yer almaktadır (Resim 31). Buranın geç dönemde oda olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Ayrıca güney duvarının doğu sınırının önünde yer alan payandanın/platformun önünde seviye inme çalışmaları sırasında kuzeydoğu güneybatı doğrultulu yüksekliği 91 cm, genişliği 74-78 cm arasında değişen bir kanal tespit edilmiştir (Resim 32). Kanalın batı duvarına yapışık, büyük taş bloklarla ile kapatılmış geç döneme ait çocuk mezarı tespit edilmiştir (Resim 33). Tespit edilen çocuk mezarı SÇ M I olarak adlandırılmıştır. Mezar yüzeyden 1.10 m derinlikte, 40 cm genişliğinde, 1.30 cm uzunluğunda güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda gömülmüştür. 10-13 yaş arası bir çocuğa aittir. İskelet üzerinde patolojik bir veri görülmemiştir. Kafatasının yan kısmında bulunan halka küpe dolayısıyla bir kız çocuğuna ait olduğu düşünülmüştür. İskeletin pozisyonu el ve kolları göğüste çapraz şekilde birleştirilmiş, ayak kısmı ise düz bir şekilde uzatılmıştır. Mezar türü basit taş sandık mezar tipindedir. Tüm bu bulgular ışığında mezarın Bizans Dönemi’ne ait olduğu saptanmıştır.